Bağlaçlar cümleleri bağlayan yapılardır. Almanca çok kurallı bir dil olduğu için her şeyi kuralına göre verir.
Özne + Yüklem Bağlacı
und: ve
aber: ama – fakat
sondern: değil de
oder: yada
Ich und meine Mutter putzen die Wohnung (ben ve annem daireyi birlikte temizliyoruz)
Wie heisst du?
Ich bin der Emrah und du? (“ya sen” anlamında kullanılmıştır)
+ Was machen Sie? (ne yapıyorsunuz)
– Ich rauche (sigara içiyorum)
+ Rouchen ist verboten (sigara içmek yasak)
– Warum denn(ki anlamı verir)? (neden ki)
+ Denn(çünkü) rauchen ist verboten (çünkü sigara içmek yasak)
Ich komme am Sonntag nich, denn ich muss arbeiten. (Ben pazar günü gelmiyorum, çünkü çalışmak zorundayım)
Ich habe kein Geld aber ich will ins Kino gehen. (Param yok ama sinemaya gitmek istiyorum)
Ich möchte die Rechnung bezahlen, aber leider habe ich tein Geld. (Ben hesabı ödemek istiyorum ama malesef param yok)
+ Ist das ein Hund?
– Nein, das ist kein Hund, sonder eine Katze. (bu bir köpek değil, bir kedi)
+ Möchtest du Kaffee oder Tee trinken? (kahve mi içmek istersin yoksa çay mı?)
– Eine Tasse Tee bitte (bir çay lütfen)
Yüklem (fiil) + Özne Bağlacı
Yüklem (fiil) + Özne
Bu bağlaçlarda yüklem her zaman fiil’i yanına alır.
deswegen: bu yüzden, bundan dolayı
deshalb: bu yüzden, bundan dolayı
trotzdem: e – rağmen
dann: sonra
danach: daha sonra
sonst: aksi taktirde, aksi halde
anlamlarına gelir.
Ich war gestern krank, deshalb kennte ich nicht kommen. (ben dün hastaydım, bu yüzden gelemedim)
Er hat kein Geld, trotzdem möchte er ein neues Haus kaufen. (onun parası yok buna rağmen yeni bir ev almak istiyor)
Ich habe Kopfschmerzen, trotzdem komme ich. (Baş ağrım var buna rağmen geliyorum)
Ich will zuerst ein Haus, dann will ich ein Auto kaufen. (Önce bir ev sonra da bir araba almak istiyorum)
Aynı Anlamda Olup Farklı Cümle Yapılarında Kullanılan Bağlaçlar
Bu tür yapılarda fiil cümlenin sonunda kullanılır. Bu bağlaçlar genelde cümle başında kullanılır. Normalde yan cümle ana cümleden sonra gelir fakat bu tarz bağlaçlar olduğunda yan cümle başta, ana cümle sonda olabiliyor. Konuşurken genelde yan cümlenin başta olması tercih ediliyor.
Wenn eş anlamlısı falls tır. “Eğer – se – sa – şayet” anlamında kullanılır.
Als üç farklı anlamı vardır fakat bağlaç olarak “iken” anlamında kullanılır. Diğer iki anlamı sıfatlarda karşımıza çıkacak. Orada “-den -dan” anlamında kullanılacak.
bevor: meden – madan önce
nachdem: den sonra
obwohl: e-rağmen
weil: çünkü – için (gündelik konuşma da daha çok kullanılır)
da: çünkü – için (iş hayatında daha çok kullanılır)
damit: için (“buraya gelmek için almanca öğreniyorum” gibi cümlelerde kullanılır)
Obwohl ich müde bin, bin ich zum Kurs gekommen. (yorgun olmama rağmen kursa geldim) (yan cümle + ana cümle şeklinde kullanıldı)
Obwohl ich keine zeit habe, will ich deutsch lernen. (zamanım olmamasına rağmen almanca öğrenmek istiyorum)
Wenn du willst, können wir zusammen Eis essen. (Eğer istersen dondurma yiyebiliriz.)
Wenn es dir passt, können wir uns in retaurant treffen. (Eğer sana uyarsa restoranda görüşebiliriz)
+ Warum bist du gestern Abend nicht gekommen? (dün akşan neden gelmedin?)
– Weil ich gestern Abend krank war. (çünkü dün akşam hastaydım)
Als: iken
Geçmişte başımızdan sadece bir defa geçmiş olayları anlatırken “als” kullanılır. -iken anlamında kullanılır.
Geçmişte başımızdan geçen birden çok olayı anlatırken “wenn” kullanılır.
Als: den – dan (sıfatlarda komparativ (daha))
Ich bin lönger als du (ben senden daha uzunum)
Als: olarak
Ich arbeite als Ingenieur (ben mühendis olarak çalışıyorum)
Als: iken
Als ich in Deutschland war, habe ich Fahrrad fahren gelernt (Ben Almanyada iken bisiklet kullanmayı öğrendim)
Nachdem: den sonra
Burada önemli olan mutlaka iki zamanın olmasıdır. Tek kullanıldığı yer miş li geçmiş zamandır. Bu kelimeden sonra şimdiki ve gelecek zaman kesinlikle kullanılmaz. Her zaman iki farklı zaman kullanılmak zorundadır.
Örneğin bir rapor hazırlıyordunuz iki olay geçmişte gerçekleşti öncelik sırası vermek istiyorsanız sizi kurtaracak olan nahdem dir.
Nachdem Ich Nach Hause gekommen war, hat er angerufen. (ben eve geldikten sonra aradı) (benim eve gelmem ilk olay)
Bevor du gehst, mach bitte das Licht aus. (gitmeden önce lütfen ışığı kapat)
Während: esnasında
Çok kullanıçlı bir bağlaçtır. İki farklı eylemin aynı anda yapıldığını anlatmak için kullanılmaktadır. Kurulan iki cümlenin de aynı zamanda kullanılması gerekmektedir.
Aynı zamanda edattır. Edat olarak kullanıldığında ardından isim gelmektedir ve tek cümleden oluşur.
Wärend ich das Zimmer aufräumte, machte er ein Foto. (ben odayı topladığımda esnada o bir resim çekti)
Während der Sitzung rufte meine Frau an. (Toplantı esnasında eşim aradı) (edat olarak kullanılmıştır.)
Wenn: zaman
Wenn ich nach İstanbul fahre, esse ich immer Lahmecun. (İstanbula her gittiğimde lahmacun yerim)
Als ich in Istanbul war, habe ich Deutsch gelernt. (Ben İstanbuldayken Almanca öğrendim)
Obwohl ich Hunger habe, esse ich nichts (Aç olmama rağmen birşey yemiyorum)
Ich habe Hunger. Trotzdem esse ich nichts. (Ben açım buna rağmen yemiyorum)
+ Warum kommst du heute Abend nicht? (Bugün akşam neden gelmiyorsun)
– Denn ich muss arbeiten. (çünkü çalışmak zorundayım)
– Weil/da ich arbeiten muss.
Doppelte Konjunktionen (Çift Bağlaçlar)
Sowohl ……… als auch (hem ……… hemde)
Weder ……… noch (ne ……… nede)
Zwar ……… aber (Gerçi ……… ama)
Entweder ……… oder (Ya ……… yada)
……… nicht nur ……… Sodern auch (……… sadece değilde ……… aynı zamanda)
Je ……… desto (Ne kadar ……… o kadar) (Ne kadar ekmek o kadar köfte)
Ich kann Sowohl englisch als auch Deutsch sprechen (Ben hem ingilizce hemde almanca konuşabilirim)
Deutsch ist sowohl schwer als auch langwailig (Almanca hem zor hem sıkıcı)
Ich kann weder Englisch noch Deutsch sprechen (Ben ne İngilizce nede Almanca konuşabiliyorum)
+ Was möchten sie essen? (ne yemek istersiniz)
– Ich will sowohl Reis als auch Kartoffelsalat essen (Hem pirinç hem patates salatası yemek istiyorum)
– Möchtest du auch? (Sen de ister misin)
+ Nein, ich esse weder Reis noch Kartoffelsalat. (Hayır, ben ne pirinç nede patates salatası yerim)
Ich möchte zwar kommen, aber ich hab’ doch keine Zeit. (Size gelmek istiyorum ama zamanım yok)
Entweder kommst du mit, oder bleibst du zu Hause (Ya birlikte geliyorsun yada evde kalıyorsun)
Ich möchte nicht nur Deutsch lernen, sondern auch in Deutschland leben (Ben sadece Almanca öğrenmek istemiyorum aynı zamanda Almanya da yaşamak istiyorum)
Je mehr du arbeitest, desto mehr kannst du verdienen. (Ne kadar çok çalışırsan o kadar çok kazanabilirsin)